Uluslararası Para Fonu (IMF), Çin’in yapısal reformları hızlandırması gerektiğini belirterek ülkenin ihracat ve yatırım ağırlıklı modelden tüketim odaklı büyümeye geçmesinin zorunlu hale geldiğini açıkladı. Kurum ayrıca Çin’in 2025 büyüme tahminini yukarı yönlü revize etti.
IMF’nin açıklamasında, Çin’in ilk kez 1 trilyon dolarlık ticaret fazlasına ulaşması ve 2025’te küresel büyümenin yaklaşık %40’ını oluşturmasının uluslararası eleştirileri artırdığı vurgulandı. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın tarifelerinin ardından Çin mallarının gelişmekte olan ülkelere yönelmesi, “pazarları ucuz ürünlerle doldurma” tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
IMF, mevcut koşullar altında ihracata aşırı bağımlılığın sürdürülebilir olmadığına dikkat çekerek şu mesajı verdi:
“Çin’in önceliği, ihracat ve yatırıma dayalı yapıdan uzaklaşarak tüketim liderliğinde bir büyüme modeline geçmektir. Bu dönüşüm, daha güçlü genişlemeci politikalar, hanehalkı tasarruflarını azaltacak reformlar ve verimsiz yatırımların geri çekilmesini gerektiriyor.”
Kuruluş, Çin ekonomisinin son yıllardaki çoklu şoklara rağmen dayanıklılık gösterdiğini belirtirken; emlak sektöründeki zayıflık, yerel yönetim borçları ve baskılanmış iç talebin politika yapıcılar için zorluk oluşturmaya devam edeceğini ifade etti.
IMF, 2025 için büyüme beklentisini %4,8’den %5,0’a, 2026 tahminini ise %4,2’den %4,5’e yükseltti. Ayrıca sosyal güvenlik sisteminin güçlendirilmesi ve emlak sektöründeki uyum sürecinin desteklenmesi için ek reformların şart olduğu vurgulandı.
Bu değerlendirmeler, Pekin’in yakından takip ettiği “Madde IV” incelemesinin bir parçası olup, Çin’in ekonomik yönetimine yönelik uluslararası güven açısından kritik önem taşıyor.